GERİYE KALAN

Gün, hiç haberimiz olmadan geçmişti. Karanlık çökmüş, sanki öğle vakti değil de akşam idi. Göğü gri ve karanlık bulutlar sarmış, insanların üstüne ağır bir hava çökmüş, sessizlik her yeri işgal etmişti. Böyle bir günün ertesi nasıl olabilirdi ki? Fakat hiç umulmadık bir anda doğdu güneş. Sanki yeni bir gün başlıyormuş gibi, mavi bulutlarla birlikte göğün rengini umuda çaldı, sevince, gülümseyişe, güce. İşte böyle anlarda yeni bir hayatın başladığını düşünürüm. Nasıl bazı durumlarda beyaz bir sayfa açıyorsa insanlar bende ansızın değişikliklerle yeni bir hayatın başladığını sanırım. Güneşin doğuşu en yeni hayattır benim için. Bir işin bitişi ve başka bir işe başlayışta yeni bir hayattır. Gözyaşından sonra yüzdeki ilk gülümseyişte yeni bir hayatın temsilidir.

İnsanlar hayatlarını birbirlerinden hem çok ayrı hem de birebir aynı yaşarlar. Bunu fark etmektir asıl iş. Çünkü insanlar acılarını yarıştırır hep, sevinçleri ise onlara kıskançlık ve düşmanlık getirir. Bunun içindir insanların hayatları hem aynıdır hem de çok farklı. Oysa sevmek ve sahiplenmek bu kadar zor olmamalı. Yaşam, insan için bir süreç; fakat sürecin sonuydu bizim için mesele olacak olan. Ahmet Erhan çok güzel anlatır bu süreci. İki cümle ile her şeyi ortaya serer. “Kalırsa bir soru kalır benden, Bir de üç beş şiir, iyi kötü… “ Bu kadardı Erhan’dan geriye kalacak olan. Bir soru, üç beş şiir, iyi veya kötü. Peki ya başkalarından ne kalacak geriye. Örneğin benden geriye ne kalabilir? Benden geriye ve beni hatırlatacak ne? O halde öyle bir ölmeliyim ki, ölüm de yeni bir hayatın başlangıcı olmalı. Benden geriye kalanlarla, iyi veya kötü yeni bir hayat bırakmalıyım ardımda. Bir ses bıraksam, dinler beni insanlar, kimisi sever kimisi söver. Bir yazı bıraksam, okurlar mı beni, yazdıklarımı severler mi? Bir iş bıraksam, faydalanır mı ihtiyacı olan? Ne olursa olsun ardımda bir şey bırakmalıyım iyi, kötü…

Ben bütün bunları düşünürken maviyle beyazın içimde açtığı çiçek kokmaya başladı. Yeni bir hayatın getirdiği umut, sevinç, gülümseyiş, güç, bir bir içime işledi. Fakat ölmekle yeni bir hayata başlayacağımı, ardımda bırakacakları düşünürken, yaşarken yapacaklarımı göz ardı etmemeliyim. Ansızın doğan güneşi doyasıya seyretmeli, göğe inanarak bakmalı, kuşların seslerini duymalıyım onca yapay sese rağmen. Yarım kalmış ne varsa; bir kitap, bir yemek, bardakta çayım, şiirim, dilimde sözüm ve sevgim, hepsini tamamlamalıyım. Her anın yeni bir hayat taşıdığını bilmeliyim. Sonra ölmeliyim, tastamam ölmeliyim. Geriye tastamam ölmüş birinin bıraktıkları olarak yeni bir hayatı yaşamaya devam etmeliyim. Yaşamış, ölmüş ve yeniden yaşayacak olarak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir