VİCDAN RAHATLATMA SEREMONİSİ

Bir gün arayla 12 vatan evladı, 12 genç, 12 evlat, 12 baba, 12 eş, 12 insan bu dünyadan şehit olarak gitti. İçinde biraz insanlık olan herkes bu 12 askerin şehit oluşuna üzüldü, canı yandı, ah etti. Yıllardır olduğu gibi her şehit olan, başka bir ifadeyle hayatını genç yaşta kaybeden askerlere tekrar üzüldük, onları andık, isimlerini fotoğraflarını paylaştık, “Vatan Sağ Olsun” dedik.

Fakat ölen insanların ardından vatanımız içerisinde herhangi bir değişikliğin olup olmadığını hiç sorgulamadık. Şehit olan her askerin ardından sadece sosyal medyadan fotoğraflarını paylaşmaktan öteye gidemedik. Sorgulamadık bu insanların ölümlerini, çünkü biz toplum olarak ölümü kutsallaştırdık. Onlara şehit dedik. Çünkü onlar başkalarının evladı, başkalarının eşi ve kardeşi, başkalarının babasıydı…

*

Başkasının acısını paylaşmak kolaydır.
Başkasına baş sağlığı dilemek de kolaydır.
Başkasının canı üzerinden milliyetçilik yapmak daha da kolaydır.
Kendi canını ortaya koymak ise her zaman zor olmuştur.
Kendi evladını kaybetmenin tanımını yapmak imkansızken, başkasının evine asılan bayrağa bakıp “Vatan Sağ Olsun” demek kolaydır.
Kendi evine asılan bayrağa bakmak ne hissettirir kim bilir?

*

Toplumsal olarak vicdan rahatlatma seremonisi içerisindeyiz. Sosyal medya üzerinden bayrak paylaşmak, şehitliği kutsallaştırmak, “Vatan Sağ Olsun” demekle rahatlayan vicdana yazıklar olsun.
Bir günde çıkıp “Niye” diyebildik mi?
Bir gün olsun bunca gencecik vatan evladının pisipisine toprağa girmesinin nedenlerini sorduk mu?
Terörü lanetlemenin bir adım ötesine geçebildik mi?
Yoksulun ölen oğlu üzerinden vatanı savunmaktan başka ne yaptık?
Seçim önlerinde başlayan sınır ötesi operasyonların siyasi bir yanı olduğunu anladık mı?
Mecliste oylanan teskereye hayır oyu veren vekili vatan haini ilan edip, evet oyu veren vekile helal olsun demekten başka ne yaptık?

Her seferinde döndük kendi vicdanımızı rahatlattık.
Çünkü ölen asker bizim çocuğumuz, bizim eşimiz, bizim babamız değildi.
Çünkü iki kelime yeterdi vicdanlarımızın rahatlaması için, “Vatan Sağ Olsun”.
Bu kadardı bizim milliyetçiliğimiz, bu kadardı kıymeti şehit düşen askerin bizdeki yeri, bu kadardı çünkü bilincimiz ve vatana düşkünlüğümüz.
12 vatan evladının toprağa girmesi bu kadar kolaydı.

*

Bitmek bilmeyen bir terör ve bitmek bilmeyen bir Doğu sorunu; Oysa bitmek bilmeyenden ziyade bitirilmek istenmeyen, her zaman bulunması gereken bir korku ve güvensizlik durumunun siyasete katkısının gerçekliği asıl var olan. İşte tam olarak burada başlıyor ikiyüzlülük. Burada dökülmeye başlıyor o gencecik vatan evlatlarının kanı. Burada başlıyor terör ve burada başlıyor vicdanımızın muhasebesi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir